Evlilik, Eş Seçimi ve Eşlerin Denkliği
Evlilik, eş seçimi, evlilik öncesi eş adaylarının görüşmesi, tanışması, birbirlerini tanımasına dair birkaç basit tespit.
Evliliğe giden yol, duygu taşları ile döşenebilir, döşenmelidir de. Zira bu, evliliği güzelleştirir ve daha bir anlamlı kılar. Ancak duygular gözleri kör, kulakları sağır yapabilir. Aklı işlevsiz, kalbi kayıtsız bırakabilir.
Bu sebeple eş seçiminde sadece duygular ve anlık isteklerden yola çıkarak karar verilmemelidir. Çünkü evliliği bir yuva sıcaklığında yaşamaya, her şeye ve herkese rağmen ayakta tutmaya, bir ömre bedel kılmaya sadece duygular kâfi gelmez. Kifayet etmez. Yetmez.
Evliliğe, ebediyen eş olmaya niyetlenmiş bay ve bayanların, evlenmeden önce birbirlerini her yönleri ile tanımaları kesinlikle mümkün değildir. Zira hiçbir zaman birbirlerine gerçek manada kızmazlar, küsmezler. Birbiriyle kavga etmezler. Bu sebeple de en zor ve en son noktada neyin hatırına bir birilerinin yüzüne bakabileceklerini test edemezler.
Hayatın akışı içinde olması kesin olan ve iki tarafın da istemeden kendini ortasında bulduğu bu durumlarda evlilik öncesi duyguların sigortası atar. Devreye akıl girer, mantık iş başı yapar. Hatta bazı durumlarda sadece melekeler ve refleksler konuşur. Yani görgü kuralları, kültürel birikim, aile terbiyesi, eğitim geçmişi, Din'i inançlar vb. etkenler kendini gösterir, hissettirir, yaşatır bu zor zamanlarda. Diğer bir ifadeyle, evlilikte denklik diye ifade edilen bu etkenler hâkim olur duygulara. Aileyi, bu kutsal birlikteliği her türlü kötülüklerden, bozgunculuktan muhafaza eder.