Kadir Gecesi
Kadir gecesini yaşadığımız, yaşayacağımız bu gece, bir yılın içinde bin aydan daha değerli bir gecedir. Her insanın hayatında dönüm noktaları olan, olabilen önemli ve eşsiz zamanlar vardır. Doğum-ölüm, eğitim, evlilik, iş, sağlık-hastalık vb. süreçlerin başladığı anlar ve zamanlar her zaman hatırlanır ve anılır. Bir anın bir hayatı veya hayatın büyük bir kısmını etkilediğine her birimiz hayatında şahit olmuştur. İşte Kadir gecesi de insan ve insanlık için böyle değerli ve önemli bir gecedir. Hayat rehberi Kur-an’ın indirilmeye başlandığı bu gece işte tam olarak da değerini bu sebepten almaktadır. Yani Kur-an’ın insanlara bir kurtuluş rehberi olarak bu gecede indirilmiş olması bizatihi bu geceyi kıymetli ve değerli kılmaktadır. Bu değerin hikmetini bizlere Yüce Allah (cc) Kadir Suresinde 5 ayet ile bildirmiş ve onun önemini kavramaya bizi davet etmiştir.
Buyurun birlikte okuyup, tefekkür edelim.
Kadir Suresinin Anlamı, Meali
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
- Doğrusu Biz, onu (Kurân'ı) Kadir gecesinde indirdik.
- Kadr gecesinin ne olduğunu bilir misin sen?
- Kadr (Kadir) gecesi; bin aydan daha hayırlıdır.
- O gece Rab'lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner.
- O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.
Kadir Suresinin Tefsiri
“Kadr” kelimesi “güç, hüküm, değer, şeref” gibi anlamlara gelir. Kur-an’ı Kerimin bu gecede indirilmeye başlanmış olması, bu geceyi şereflendirdiğini ve kadrini yücelttiğini ifade etmek üzere sureye bu isim verilmiştir. Duhân sûresinde, “Biz onu mübarek bir gecede indirdik” (44/3) buyurularak bu gecenin bereketli, hayırlı, uğurlu, önemli ve kutsal bir gece olduğu açıkça ifade edilmiştir. Surenin ilk ayetinde Kur-an’ın bu gecede, Bakara suresinde de (2/185) ramazan ayında indirildiği belirtilmiştir. Buna göre Kadir gecesinin ramazan ayı içerisinde olduğu açıktır; Ramazan ayının hangi gecesine denk geldiği konusunda ise farklı görüşler vardır.
Kadir gecesinin kesin olarak bildirilmemiş olması, insanların o gecede kazanacakları sevaplara güvenip diğer zamanlarda kulluk görevlerini ihmal etmelerini önlemek gibi bazı sebep ve hikmetlerinin olduğu şeklinde yorumlanmıştır.
Müfessirler, “Biz onu Kadir gecesinde indirdik” diye çevrilen 1. ayetteki “o” zamiriyle Kur’an’ın kastedildiği konusunda ittifak etmişlerdir. “Biz onu indirdik” ifadesinden, “tamamını indirdik” veya “indirmeye başladık” manaları anlaşılabilir. Âlimlerin çoğu, ayette “peyderpey indirdik” anlamındaki nezzelnâ yerine “indirdik” anlamındaki enzelnâ fiilinin kullanılmasını gerekçe göstererek burada Kur’an’ın tamamının uluhiyet makamından dünya semasına indirilmesinin söz konusu edildiğini ileri sürmüşlerdir. Bazı âlimler ise bu ayetle doğrudan Hz. Peygamber’e gelen Alak sûresinin ilk âyetlerinin kastedildiği kanaatindedirler. Her iki yoruma göre de söz konusu zaman diliminin Kur’an-ı Kerîm’in indirilişine sahne olduğu ve bu olayla büyük bir değer kazandığı için bu sûrede ona “leyletü’l-Kadr” denilmiştir (M. Sait Özervarlı, “Kadr Sûresi”, DİA, XXIV, 140-141).
“Bilir misin nedir Kadir gecesi?” meâlindeki 2. ayete cevap veren sonraki ayetlerde onun tarihinin açıklanması yerine bu gecenin önemi, insanlar için hayır ve bereketi üzerinde durulmuştur. Duhan suresinde de Kur’an’ın “mübarek bir gecede” indirildiği belirtilerek hüküm ve hikmet içeren bütün işlerin bu gecede ayrıldığı, belirlendiği ifade edilir (Duhân 44/3-4).
Müfessirlerin bir kısmı, Kadir gecesinin bin aydan hayırlı olduğunu bildiren 3. ayeti hakiki manasında anlayarak bu gecede yapılan ibadet ve hayırların, içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bin ayda yapılanlardan daha çok sevap getireceğini belirtirler. Başka bir yoruma göre buradaki bin sayısı çokluktan kinayedir. Nitekim birçok dilde olduğu gibi Arapça’da da bin sayısı büyük çoklukları anlatmak için kullanılmaktadır. Şu hâlde bu ayette Kadir gecesinde yapılan ibadet ve iyiliklerin diğer bütün zamanlarda yapılanlardan daha çok sevap getireceği ifade edilmiş olmaktadır (Şevkânî, V, 555; İbn Âşûr, XXX, 459).
Burada Kadir gecesinin bin aydan hayırlı oluşunun başka bazı sebepleri açıklanmaktadır. Bu gece Allah Teâlâ’nın vereceği görevleri üstlenmek üzere melekler ve ruh yeryüzüne inerler. Müfessirlerin çoğunluğuna göre 4. âyetteki “ruh”tan maksat Cebrâil’dir (krş. Şuarâ 26/193-194). Cebrâil meleklerden biri olmakla birlikte makamının yüksekliğini ve şanının yüceliğini göstermek üzere ayrıca zikredilmiştir. Ruha “meleklerin ileri gelenleri, meleklerin dışında Allah’ın görünmez ordularından bir ordu, rahmet” vb. mânalar verenler de vardır (Râzî, XXXII, 34; Şevkânî, V, 555). 5. ayette bu gecenin esenlik ve mutluluk gecesi olduğu ifade edilmiştir. Zira melekler gecenin başından itibaren şafak sökünceye kadar gruplar halinde inerek müminlere selâm verirler. Bu durum gecenin karanlığı çekilinceye kadar devam eder. Kadir gecesinde Allah Teâlâ rahmân ismiyle tecelli etmekte, –Duhân sûresinin 4-6. âyetlerinden de anlaşıldığı üzere– bu tecelli en az bir yıl boyunca genel esenliğin devamını sağlamakta, düzeni ve dengeyi korumaktadır. Bu sebeple ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp mescid’te itikâfa çekilir, vaktini daha çok ibadet ve tefekkürle geçirirdi (Buhârî, “İ‘tikâf”, 1; Müslim, “İ‘tikâf”, 1-5). Dolayısıyla müminler de Kadir gecesini ibadetle ve dualarla ihya etmelidirler. Hz. Âişe bu gecenin nasıl ihya edileceğini Hz. Peygamber’e sormuş, o da “Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet! de” şeklinde cevap vermiştir (Tirmizî, “Da‘avât”, 84; İbn Mâce, “Duâ”, 5).