Namaz Müminin Miracıdır
Öncelikle şunu belirterek başlayalım. Birileri tarafından iddia edildiği gibi “Kıl namazı ye her haltı” diye bir hadis hiçbir külliyatta, kaynakta yoktur. Böyle bir hadisin varlığını iddia etmek ile uydurma hadislerin varlığı ile mücadele etmek taban tabana zıttırlar. Namazın bir ibadet olarak farziyeti ile o namazın kılınması suretiyle elde edilecek faziletler arasında bağ kurmak ve eğer istenilen fazileti elde edemiyorsan terk et o namazı demek ciddi bir mesuliyettir. Kimse bu hak ve hadde sahip değildir. Namaz, Müslüman’ım diyen her kişinin boynuna borçtur. Hiçbir hal ve şart namazı ihmal etmenin, tamamen veya sonraya bırakmanın gerekçesi olamaz. İnsan bilinci yerinde ve nefes aldığı sürece namazı vaktinde kılmakla mükelleftir. Ancak Müslüman namaz kıldığı halde günah işleyebilir. Günah işleme potansiyeli her insanın içinde var olan bir gerçektir. Herhangi bir günah işledim diye namazı da terk etmeliyim diye bir durum söz konusu olamaz, olmamalı. Zira namaz günde 5 vakit Allah’ın huzuruna çıkmaktır. Bu huzura her bir çıkış işlenen günahlardan pişmanlığa vesile olur. Tövbeye sevk eder. Tekrar aynı günaha bulaşma olasılığını azaltır.
Gösterişten uzak olarak kılınan her bir vakit namazı, insanın potansiyel iyilik tarlasına dökülen bir su damlası hükmündedir. Her bir damla ile daha çok iyilik yeşerecektir ruh ve kalpte.
Yüce Allah (cc) Maun suresi 4, 5, 6 ve 7. Ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır.
- “Vay haline o namaz kılanların ki, onlar namazlarının özünden uzaktırlar. Onlar halka gösteriş yaparlar. Hayra da engel olurlar.”
Namazın özü iyiliği çoğaltmak, kötülükleri azaltmaktır. Yolsuzluğu, arsızlığı, çirkinliği namazla örtmek elbette ki namaz ile elde edilecek hayrın önünde engeldir. Yapılan bu kötülüklerin hesabı, karşılığı farklı olacaktır. Yapılan kötülüklere namaz gibi bir farziyeti de alet edip insanlara zarar vermelerinden dolayı cezaları katlanacaktır.
Ancak böyle bir hal üzere bulunan Müslümanların dahi hidayetine, doğru yolu bulmalarına, hak ve hakikati idrak etmelerine yine namaz vesile olacaktır. Bu sebeple Müslüman için namazın terkine hiçbir neden, sebep, bahane yoktur, olamaz.
Buyurun namazın kılınışıyla alakalı olarak birkaç ayet okuyalım ve kalkıp namaz kılalım.
- Namaz bir yerde kılınır.
- “İbrahim'in makamını namaz yeri edinin.” (Bakara Suresi 125. Ayet)
- “Zekeriya mihrapta (mescitte) namaz kılarken…” (Al-i İmran Suresi 39. Ayet)
- “Korku veya seyahat anında namaz binek üzerinde de kılınabilir.” (Bakara Suresi 239. Ayet)
- Namaz kılmanın vakitleri vardır (5 vakit). Namazın rükünleri, rekatları vardır.
- “Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih (namaz ile) et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da teşbihte (namaz kıl) bulun ki hoşnut olabilesin.” (Ta’ha Suresi 130. Ayet)
- “Sabah namazından önce, … yatsı namazından sonra…” (Nur Suresi 58. Ayet)
- “Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de sabaha erdiğiniz vakit de, … günün sonunda ve öğleye erdiğiniz vakit de Allah’ı anın, tespih edin (namaz kılın)” (Rum Suresi17-18. Ayetler)
- “Kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Nisa Suresi 101. Ayet)
- Namaz kılmak için bedenen ve ruhen temiz olmak gerekir. (Nisa Suresi 43. Ayet)
- Namaz ile yardım istenebilir. Çünkü namaz aynı zamanda bir duadır.
- “Namazla yardım dileyin” (Bakara Suresi 45 ve 153. Ayetler)
- Namazdan sonra Allah zikredilir. O’nu adı anılır, O’na dua edilir.
- “Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin.” (Nisa Suresi 103. Ayet)
- Başkalarına da namaz kıldırılabilir. Namaz topluca da kılınabilir.
- “İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında…” (Nisa Suresi 102. Ayet)
Yüce Allah namazınızı kabul etsin.