Los Angeles'ta Yangın
Amerika’da en zengin insanlarının yaşadığı ve melekler şehri olarak bilinen Los Angeles’ta orman yangınları başladı ve şiddetli rüzgarların da etkisiyle lüks evleri, malikaneleri sardı, yaktı, yıktı kül etti. Ve yakmaya da devam ediyor. Yanan evlerin maddi değerleri, mahallelerin büründüğü virane halleri üzerinden bir çok karşılaştırma yapılıyor. Kaliforniya eyalat yönetiminin ve oradaki yerleşik halkın özellikle insanlık onuruna yakışmayan hal, hareket ve tutumları ile LGBT konusundaki aşırılıkları gündemleştiriliyor ve bağlantılar kurularak eleştiriler, yargılamalar yapılıyor.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Maddi alemde her olanın, olgunun bir sebebi ve sonucu muhakkak vardır. Müslümanlar olarak biz bunu sünettullah olarak adlandırıyor ve bunun varlığına inanıyoruz. Ateş yakar, su söndürür, rüzgar sürükler, güneş ısıtır vb. Dolayısıyla dünyanın her hangi bir yerinde çıkan veya çıkacak bir yangının muhakkak surette görünür, tespit edilebilir bir sebebi vardır. Bu yangınların çıkmasına müteakip de kolayca yayılması veya zamanında söndürülememesinin de sorumluları, ihmalkarlıkta bulunanları vardır. Olmasa da bir şekilde bulunur ve birileri suçlanır. Bu olağan bir döngüdür.
Müslüman olarak inandığımız, iman ettiğimiz bir husus daha vardır. O da kainatın yegane sahibi Yüce Allah’ın bu türden doğal afetler aracılığı ile biz kullarına ilettiği anlık mesajlardır. Peki bu yangın yeri özelinde almamız gereken mesajlar neler olabilir.
- Dünyanın her hangi bir yerinde yaşanan hiçbir acıya kayıtsız kalmak insana ve özellikle de müslümana yakışmaz. Kendi dininden, renginden, ırkından olmasa da zulüm ile yerinden edilen, üstüne bomba atılına mazlumların çığlığını duymakla, duyurmakla, o çığlığa çare aramakla mükelleftir.
- Sebepler dairesinde her türlü tedbiri almak ile mükelleftir insanoğlu. İtfayeciler işinin ehli olmalı, itfaye borularında su bulundurulmalıdır. Partizanca davranıp liyakati kulak ardı etmeninin felaketlere yol açabileceğini akıldan çıkarmamalı.
- Ebabil kuşlarının taşıdığı balçıklar ile fil ordularını bozguna uğratan Yüce Allah’ın (cc), zamanın her hangi başka bir yerinde yaşayan mazlumların sesine bigane kalması düşünülemez. Mucizevi, ilahi bir müdahale olup olmadığını tartışmaktan ziyade, aynı durumlara düşmemek, aynı zorluk ve çaresizlikleri yaşamamak için olandan dersler çıkarmalıyız.
- Fahşa hallerinin ne kadarını biz de yaşıyoruzun üzerinde düşünmeli ve kendimizi sorgulamalı ve düzeltmeliyiz.