Bilge ve Mutluluğun Sırrını Arayan Genç Adam
Zamanın birinde, her istediğini yapan ancak bir türlü mutluluk ve iç huzuruna kavuşamayan gencin biri, mutluluğun bir sırrı olmalı diye düşünmüş ve aramaya başlamış. Kime sorduysa bunu ancak ilimde derinleşmiş, hayatı özümsemiş bilgeler bilir demişler.
Sormuş, soruşturmuş. Nihayetinde kırk günlük uzaklıkta, ihtişamlı bir köşkte yaşayan bir bilgenin olduğunu öğrenmiş. Üşenmeden ve gecikmeden yola çıkmış, uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş. Bilge, onu hoşça karşılamış, bir güzel ziyafetle ağırlamış ve ne isteğini sormuş:
'Mutluluğun sırrı” demiş genç. “Mutluğun sırrını arıyorum ve sizden bunu öğrenmeye geldim.”
Bilge, sakallarını hafifçe sıvazlayıp, derince bir düşünceye dalmış ve nihayetinde gence istediği bu sırrı verebileceğini söylemiş. Bir şartım var. Senden bazı isteklerim olacak. Eğer sabırla bunların yaparsan mutluluğun sırrına erişebilirsin demiş.
Delikanlının eline bir kaşık vermiş, iki damla sıvı yağ koymuş kaşığın içine. Haydi bakalım “Köşkümü bir güzel gez ancak bu yağı dökme” demiş.
Delikanlı sarayı gezmeye başlamış. Ama gözü devamlı kaşıktaymış. Biraz dolanıp sonra dönmüş gelmiş Bilgenin yanına.
Bilge sormuş; “Salondaki paha biçilemez el dokuması halı ve desenlerini, bahçedeki rengarenk çiçekleri ve meyve ağaçları gördün mü, kütüphanedeki dev aynayı fark ettin mi?” şeklinde bir sürü ayrıntıyı sormuş. Utançtan yüzü kızaran genç, hiçbir şey görmediğini, fark etmediğini itiraf etmiş. Çünkü sadece yağa bakmış ve dökmemek için etrafına hiç göz gezdirmemiş.
Bilge şöyle demiş; “Öyleyse git şimdi daha dikkatli olarak köşkümün harikalarını gör. Oturduğu evi, yaşadığı ortamı ve içindekileri bilmeden, tanımadan bir insanın söylediklerine güvenemezsin”.
İçi rahatlayan genç, kaşık elinde gördüğü her şeyi hafızasına adeta kazırcasına dikkatle incelemiş ve dönüp Bilgeye gördüklerini bir güzel anlatmış.
Bilge; “Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede? diye sormuş.
Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın döküldüğünü görmüş ve mahcubiyetten ne diyeceğini bilememiş.
Bilge demiş ki; “Kendisine emanet edilen iki damla yağı unutmadan ve ihmal etmeden dünyadaki harikaları ve güzellikleri görebilmektedir Mutluluğun sırrı.”
Hayatının en kıymetli dersini alan genç, Bilgeye teşekkür ederek mutluluk içinde oradan ayrılmış ve yaşadığı yere dönmüş.