Değişmeyen Jop ile Kurulan Düzen ve Adalet
Zaman ve mekanlar değişti, değişiyor. Ama insanlık tarihi boyunca, çok az istisna hariç, otoritelerin düzenlerini tesis etme adına sarıldıkları jop hiç değişmedi.
İnsanlık filminin baş rolünde hep jop olmuştur. Figüranlar ise jopu kaldıran el ve jopun şiddetine maruz kalan beden/ler…
Güç ve iktidar sahiplerinin değişmesi ile aynı jop el değiştirip, kullanım şeklini ve şiddetini değiştirmiyorsa o diyarda adalet ve merhamet yok demektir.
Yukarıda “çok az istisna hariç olarak” olarak belirtilen zamanlar, Yüce Allah’ın hidayet rehberi ve merhamet timsali olarak gönderdiği Peygamber’leri eliyle adaletin tesis olduğu zamanlardır. Bu zamanlar Allah’a inanan her insan için bir örnekliktir ve aynı şekilde o adaletin yeniden ve kendi zamanında vücut bulması için her mümin için bir görev ve sorumluluktur.
Peki bu ilahi adaletin yeniden tesis olabilmesinin esasları nedir, nasıl olmalıdır? Elbette ki bunun için de hayat rehberimiz Kur-an’da usul ve esasları gayet net bir şekilde bizlere bildirilmiştir.
Buyurun birlikte okuyalım.
- Savaş halinde dahi aşırıya gitmek yasaklanmıştır. Beşerî kanunlarda da bu “orantısız güç kullanımı” olarak tanımlanmış ve sözde yasaklanmıştır.
Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez. (Bakara Suresi 190. Ayet)
- Güç sizde. Otorite sizsiniz. Siz Müslümansınız. Ama yurdunuzda, yanınızda yaşayanlar sizin gibi inanmıyor. Sizin gibi düşünmüyor. Sizin gibi yaşamıyor. Onlara iyilikle muamele etmek, hak ve adaletle davranmak zorundasınız.
Allah, dininizden dolayı sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kâfirlere iyilikte bulunmanızı ve mümkün olduğunca onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. Hiç şüphesiz Allah, hak ve adâlet konusunda titiz davrananları sever. (Mümtehine Suresi 8. Ayet)
- Herhangi bir topluluğu sevmiyorsunuz. Beğenmiyorsunuz. Peki onlara istediğiniz şekilde davranabilir misiniz? Hayır. Adalet herkese karşı ve her zaman temel düstur olmalı.
Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Maide Suresi 8. Ayet)
- Emaneti sahibine değil ehline verin diyor Yüce Allah (cc). Demek ki buradaki emanet yanımıza bırakılan bir mal veya meta değil. Emanet bugünkü tabirleri ile koltuk ve makamlardır. O koltuklarda oturanlar eğer o işin ehli değillerse gayet basit bir sonuç ortaya çıkacaktır. Adaletsizlik. Yani zulüm. Yani baskı ve şiddet.
Şüphesiz Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adâletle hükmetmenizi emrediyor. Böylece Allah size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle görendir. (Nisa Suresi 58. Ayet)
- Her cuma günü imamlarımız hutbelerini şu ayetle bitirirler. Ama maalesef Müslümanlar olarak bu ayeti her hafta duyduğumuz halde işitmiyoruz. İşitip işimize bu ayeti karıştırmıyoruz.
Şüphesiz ki Allah adaletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayasızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir. (Nahl Suresi 90. Ayet)
Rabbim her işimizde adil olmayı ve adil bir düzende yaşamayı cümlemize nasip etsin.