Cennete Yakın
İnsan ömrünün parasal bir karşılığı olabilir mi?
Bu sorunu cevabı evet ve sizden 10 yıllık ömrünüzü büyük bir para karşılığında satmanız isteniyor.
Muhtemelen böyle bir durum ile karşılaşırsanız derinden irkilir, değişik duygular sarar bedeninizi, cevapsız sorular kemirir beyninizi.
Günümüz teknolojisi ile bazı organların nakli mümkün ve insanlar sevdikleri ile bu organlarını paylaşabilmektedir. Örneğin bir böbreğini veya karaciğerinin bir parçasını sevdikleri ile paylaşanları çokça duymuşsunuzdur.
Peki ya teknolojinin daha da geliştiği bir zamana erişir ve ömrün de paylaşılabildiğini görürseniz, ömrünüzün bir kısmını sevdiklerinize bağışlayabilir misiniz?
Netflix’in Alman yapımı “Paradise” filmi, insanların ömürlerinden 5, 10, 15 yıl gibi bir kısmını para karşılığında satabildikleri bir gelecek zamanı konu ediniyor.
Filmde, ömür transfer işlemini gerçekleştiren kuruluş “AEON”un iki yüzü vardır. Topluma yansıttıkları, yani bilinen-görünen yüzleri ile Nobel ödüllü bilim insanı ve sanatçıların Dünya’mıza daha çok fayda üretmeleri amacıyla sözde ömürlerini uzatmaya çalışırlarken, arka planda da yani göstermedikleri yüzlerinde ise zenginlerin para ile ömürlerine ömür katmak için bin bir türlü karanlık yol ve yönteme başvurdukları anlatılıyor.
Bir diğer tarafta da bu firma için çalışan başarılı bir elemanın kendini bu sürecin bir aktörü ve mağduru olarak bulması, ailesi, sevdiği ve değerleri ile yüzleşmesi ve tercihlerini konu ediyor film.
Filmin bir sahnesinde o başarılı personelin şu sözü adeta günümüz insanlarının büyük bir hastalığına da işaret mahiyetindedir.
“Herkesin her istediğini, istediği her şekilde yapmasının dışında başka bir yol olmalı.”
Kibir, ego, bencillik, sadece ben, hep ben, duyarsızlık, vurdum duymazlık gibi tedavisi zor hastalıkların her geçen gün adeta jelatinli ambalajlarla pazarlandığı ve insanlığı derin bir bataklığa sürüklediği bu zamanda bir çıkış yolu, bir işaret fişeği mahiyetinde bir söz bu.
Tek çıkış yolu istediğimizi yapmak veya istediğimize ulaşmak olmamalı her zaman. Hele de istediğimize ulaşmak için her yol kesinlikle mübah, uygun değil, olmamalı. Her daim birlikte yaşadıklarımızın da bir hak ve hukuklarının olduğunu düşünmeli, aklımızdan çıkarmamalıyız. Yanlış yapma potansiyeline sahip olduğumuzu ve yanılma ihtimalimizi her daim hesabımıza dahil etmeliyiz. En az bizim kadar muhataplarımızın da doğru olma, haklı olma ihtimali vardır.
Aksi takdirde yaşam bir kaos halini alır ve güçlü olanlar haklı görünür. Güçsüz olanlar da her yolu kendine hak görür.
Filme dönecek olursak birkaç gereksiz/olumsuz müstehcen sahne dışında ailecek izlenilebilecek bir film.
İyi seyirler.