Peygamber Şairi: Hassan Bin Sabit
Peygamberin övgüsünü alan, “Şâir-i Resûlullah” lakaplı meşhur şair Hassan bin Sabit. Doğum tarihi bilinmemekle birlikte Peygamber efendimizden 7-8 yaş büyük olduğu rivayet edilmektedir. Müslüman olduktan sonra Peygamber efendimizin yanından hiç ayrılmamıştır. Şiirini adeta bir kılıç gibi kullanmış ve sözleriyle Allah’ın dinine yardım etmiştir. Övgü ve methiyeleriyle sahabeye moral ve cesaret olmuş kaynağı olmuştur. Yaklaşık olarak 120 yıl yaşadığı rivayet edilmiştir. Gelin birlikte peygamber şairi Hassan bin Sabit’in hayatını okuyalım.
Hassan Bin Sabit Kimdir?
Hassan bin Sabit, Müslüman olmadan önce de meşhur şairlerden olup, Şam ve civarında hüküm sürmekte olan Gâssâni hükümdarları sarayına mensuptu. Şiirleri ile bu devletin ileri gelenlerini methederdi. Peygamberimizin (sas) geleceğini daha önceden Yahudi âlimlerinden işitmişti. Kendisi şöyle anlatmıştır: “Ben 7-8 yaşlarında aklı eren bir çocuktum. Bir defasında meşhur Yahudi âlimlerinden biri Medine’de yüksek bir yere çıkıp, ey Yahudiler diye bağırarak Yahudilerin toplanmasını istedi. Yahudiler toplanınca ne var ne diyorsun? dediler. Yahudi âlim toplananlara (Bu gece Ahmed’in ahir zaman peygamberinin yıldızı doğdu) diye bağırarak haber vermişti.”
Hz. Muhammed (aleyhi selam) peygamberliğini açıklayıp, İslâm dinine davete başlaması ile Hazreç kabilesi de İslamiyet’le şereflenmişti. Bu sırada Medine’ye gelmiş bulunan Hassan bin Sabit de Müslüman olmuştu. Müslüman olduğunda 60 yaşında bulunuyordu.
Hassan Bin Sabit Ne Zaman Müslüman Olmuştur
Hassan bin Sabit ( radiyallahü anh ) Müslüman olduktan sonra Peygamberimizin ( aleyhi selam ) yanından ayrılmadı. Peygamber efendimizi (aleyhi selam) metheden çok şiir söyledi. İbn-i Abbas (radiyallahü anh) Onun Peygamberimizin (aleyhi selam) yaptığı savaşlara katıldığını rivayet etmiştir. Bedir savaşında Medine’de kalmakla vazifelendirilmişti. Yaşlı ve bedenen çok zayıf olduğu için bizzat savaşa katılamadı. Bu sırada Müslümanları metheden ve cihada teşvik eden şiirler yazdı. Müşriklerin şairleri tarafından Müslümanlara karşı yazılan şiirlere cevap verip, onları hicvetti. Bu şiirleri pek meşhur olup, o zaman Arabistan’da yaşayan kabileler arasında pek tesirli olmuştur. Hassan bin Sabit’e (ra), Bedir gazâsına bizzat bedenen katılamadığı için, cihad sevabına ve verilen müjdelere kavuşamadın diyenler olmuştu. O da buna çok üzülmüştü. Fakat Peygamber efendimiz (sas), Onun İslâm düşmanlarına karşı yazdığı şiirlerle cihat ettiğini ve düşmanlara karşı yazdığı şiirlerin her bir kelimesine verilen sevâb, başkalarının gazâda kazandığı sevaptan daha çok olduğunu, bildirmiş, “Hassan’ın beyitleri düşmana ok darbesinden daha tesirlidir.” buyurmuştur.
Hassan Bin Sabit'in Şiiri
Hassan bin Sabit (ra) şiirleri ile Resûlullah’ı (sas), İslamiyet’i ve Eshâb-ı kiramı över, medheder ve İslâm kahramanlarını cihada teşvik edici beyitler söylerdi. Ayrıca Kureyş kâfirlerinin ve diğer müşriklerin yüz karalarını ortaya koyucu şiirler okurdu. Peygamberimiz (sas) Mescid-i Nebevî’de Hassan bin Sâbit’e mahsus bir minber yaptırmışlardı. Hassan bin Sabit (ra) buna çıkıp Eshâb-ı kiram huzurunda İslamiyet’i medh eden şiirleri okurdu. Peygamberimiz (sas), O’nu hiciv (yerici) şiirleri yazarken Hazreti Ebû Bekir’e danışmasını, ondan bilgi almasını emretmiştir. Hazreti Ebû Bekir’den bilgi aldıktan sonra hiciv şiirleri yazardı. Bir defasında kâfirlerin yüzkaralarını ortaya koyan bir şiirini okuduktan sonra Peygamberimiz (sas) “Ey Hassan, müşriklerin, kâfirlerin yüz karalarını ortaya koy! Cebrâil seninledir. Eshâbım silâhla harb ettikleri gibi sen de dil ile harb et.” buyurdular. Hassan bin Sâbit-i Ensârî hazretleri böylece cihâdın en kıymetlilerinden olan söz ile ve yazı ile cihad etmek şerefine ilk kavuşanlardan oldu. Cahiliyet devrinde ve Asr-ı se’âdet’te Arabistan yarımadasında şiir ve edebiyatın pek büyük kıymeti, tesirleri ve rolü vardı. Araplar buna pek kıymet verir, övünürlerdi. Yarışmalar tertip eder, birincilik kazanan şairlerin şiirlerini Kâ’be’nin duvarlarında herkesin görebileceği şekilde asarlardı.
Hassan bin Sabit hazretleri her iki dönemde de bu sahanın önde gelen simalarından biriydi. Resûlullah’ı (sas), Eshâb-ı kiramı ve İslamiyet’i anlatması, kâfirleri ve kâfirliği ve bunların yüz karalarını dile getirmesi çok tesirli idi. Hassan bin Sabit hazretleri, Resûlullah’ın (sas) ayrıca akrabası da oldu. Mâriye hazretlerinin kız kardeşi Sîrîn ile evlendi.
Bedir savaşından sonra, Ka’b bin Eşref adında Yahudi bir şair Bedir’de ölen Mekkeli müşrikler için bir şiir söylemişti. Çevrede tesir uyandıran bu şiire karşı Peygamberimiz (sas) Hassan bin Sabit’e (ra) bir şiir yazmasını emretmişti. Hassan bin Sabit de (ra) o Yahudi şaire karşı bir şiir yazdı. Bu şiiri o derece tesirli oldu ki, Mekkeli müşriklerden hiçbiri o Yahudi şairi evinde misafir etmeğe cesaret gösteremedi. Hicretin dokuzuncu senesinde Benî Temim kabilesinden bir heyet, esîrlerini almak için Medine’ye gelmişti. Yanlarında en meşhur hatiplerini ve şairlerini de getirmişlerdi. Önce getirdikleri Utarid konuşup, kabilesini övdü. Buna karşı Peygamberimiz (sa) Eshâb-ı kiramdan, Sabit bin Kays’a “Kalk bunun konuşmasına karşılık ver” buyurdu. Sabit bin Kays (sa) ayağa kalkıp, Allahü teâlânın büyüklüğüne ve Peygamberimizin (sa) medhine dair bir konuşma yaptı. Onun bu hitabı gelen heyeti fevkalade bir tesir altında bıraktı. Sonra da gelen heyetin şairleri şiir okumaya başladı. Şairlerinden biri bir kasîde okuyup, bitirince Peygamberimiz (sas), Hassan bin Sabit’e (ra), “Kalk! Yâ Hassan bunun şiirine karşılık ver!” buyurdu. Böyle bir vazife üzerine sevinerek, aşk ve şevk içinde ayağa kalktı. Temim kabilesinin şairinin söylediği şiire karşılık aynı vezin ve kafiyede uzun ve pek mükemmel bir şiir okudu. Bu şiirinde İslamiyet’in üstünlüğünü gayet açık bir ifade ile dile getirdi. Bunu dinleyen Temim heyeti ve bilhassa hatip ve şairleri hayret içinde kaldı. İleri gelenlerinden Akra bin Habîs kendini tutamayıp, şöyle dedi. “Allah’a yemin ederim ki, bu zata, “Muhammed aleyhisselâma” her zaman O’na bizim bilemediğimiz bir yardım gelmektedir. O, muhakkak muvaffak olacaktır. Her şeyde, herkese üstün gelecektir. Onun hatibi ve şairi, bizim hatibimizden ve şairimizden üstündür. Sesleri de seslerimizden daha canlı ve gürdür”, dedi. Akra bin Habîs bu sözleri söyledikten sonra Peygamberimizin (sas) yanına yaklaştı ve Kelime-i şehadeti söyleyerek Müslüman oldu. O Müslüman olunca bu heyette bulunanların hepsi Müslüman oldu. Bunun üzerine Peygamberimiz (sas) hepsine birer hediye verdi. Onlardan alınmış olan bütün esîrleri de serbest bıraktı. Hassan bin Sabit (ra), Peygamber efendimizin (sas) vefatında çok üzülüp, bu üzüntülerini bildiren uzun mersiyeler yazmıştır. Hazreti Ömer’in halifeliği sırasında gözleri görmez oldu. Daha sonra Hazreti Muâviye’nin halifeliği sırasında vefat etti.
Peygamberimiz (sas), “Muhakkak ki, Allah’u Teâlâ Resulünü övmek ve müdafaa etmek hususunda, Hassan’ı rûh-ül-kudüs (Cebrâil aleyhisselâm) ile takviye etmektedir” buyurmuştur.
“Hassan bin Sabit’in (ra) şiirlerini ihtiva eden divân’ı, Beyrut’ta basılmıştır. Bir şiirinde Resûlullah’ı (sas) medhi hususunda diyor ki:
“Sizden iyisini gözlerim görmedi asla.
Sizden güzelini doğurmadı hiçbir ana.
Her ayıp ve kusurdan pak yaratıldınız.
Sanki dilediğiniz gibi yaratıldınız.”