Zengin Adamın Oğlundan Aldığı Ders; Gerçek Zenginlik Nedir?
Bir zamanlar büyük bir kasabada çok zengin ve varlıklı bir adam yaşarmış. Lüks bir hayat sürer, arkadaşlarına ve akrabalarına her zaman zenginliğinden bahseder, övünürmüş.
Bu zengin adamın tek oğlu varmış. Uzak bir şehirde okul okuyormuş. Tatil için eve döndüğü bir zamanda, babası, oğluna ne kadar zengin olduğunu göstermek istemişti. Oğlu ise hiçbir şekilde lüks içinde yaşamayı sevmiyordu. Babası, sefalet içinde yaşayan fakirlerin ne kadar acı çektiğini ve kendilerinin ise ne kadar şanslı olduğunu oğluna anlatmak istiyordu. Bu amaçla kasabanın kenar mahallelerine, köprü altlarına, parklarına bir gezinti planladı.
"Baba ve oğul gezintiye çıkıyorlar"
Baba ve oğul bir arabaya bindiler ve tüm şehri gezdiler. İki günlük bir gezintiden sonra eve döndüler. Baba, yoksul insanların zenginlere ne kadar saygı duyduğunu ve onların fakirlikten dolayı ne zor şartlarda yaşadıklarını göstermişti oğluna. Oğlu ise tüm bunları sessizce izlemiş ve tepkisiz kalmıştı.
Zengin adam oğluna, "Sevgili oğlum, yolculuk nasıldı? Beğendin mi?" diye sordu.
Oğlu, "Evet, babacığım. Harika bir yolculuktu" diye yanıtladı.
"Peki, geziden ne öğrendin? Yoksulların nasıl acı çektiğini ve ne şartlarda yaşadıklarını anladın mı?" diye sordu baba.
Oğulu önce sessiz kaldı ama sonra babasının ısrarıyla konuştu.
"Yok babacım. Bizim sadece iki köpeğimiz var, onların onlarca köpeği ve kedisi var. Bizim bahçemizde büyük bir havuzumuz var ama onların sonsuz ırmakları, gölleri, denizleri var! Çeşitli ülkelerden getirtiğin lüks ve pahalı lambalarımız, avizelerimiz var. Ama onların gecelerini aydınlatan sayısız yıldızları var. Etrafı tel örgülerle çevrili küçücük bir arazidedir bizim evimiz. Ama onların sınırları olmayan tarlaları, bahçeleri, dağları var. Biz yiyeceklerimiz onlardan almak zorundayız, ama onlar o kadar zenginler ki kendi yiyeceklerini yetiştirebiliyorlar."
Zengin baba, oğlunun sözlerini duyunca afalladı ve dili tutuldu.
Sonunda oğlu ekledi, "Baba, bana kimin zengin kimin fakir olduğunu gösterdiğin için çok teşekkür ederim. Gerçekten ne kadar fakir olduğumuzu anlamama izin verdiğin için teşekkür ederim!"
Hikâyeden çıkarılacak dersler;
Gerçek zenginlik para ve mülkle ölçülmez! Gerçek zenginlik ancak sahip olduklarının değerini bilmekle, iyi dostluklara ve arkadaşlara sahip olmakla ölçülebilir.